ERKEK ADAM ÇOCUĞUYLA OYNAR MIYMIŞ?
Merhabalar!
Bu yazımızın konusu “çocuk gelişiminde babalar ve önemleri”. Özellikle son zamanlarda birçok araştırmanın konusu olmuş ancak toplumumuzda kaynak bulmada sıkıntı çekilen bir konudur. Örneğin kaç tane resimli çocuk kitabının ana karakteri babadır? Bir elin parmaklarını geçmez. Akademisyen yazar Saniye Bencik Kangal’ın “Sana kek yaptım” adlı çocuk kitabı bu ihtiyaçtan doğmuştur bir nevi. Bu kitapta ana karakter babadır.
Peki ama neden? Neden toplumumuzda baba hep çocuk gelişiminden bağımsız gözüküyor? Neden çocuk büyütmek annenin görevi, evi geçindirmek babanın görevi olarak geçiyor? Çünkü ne kadar inkar etsek de ataerkil bir toplumuz. Çünkü (bazı istisnaları tenzih ederek söylüyorum) babamızdan hiç bizimle oynadığını görmedik ki biz de çocuklarımızla ne oynayacağımızı bilelim. Ünlü kuramcı Albert Bandura yıllarca sosyal öğrenme kuramı üzerine çalışmıştır. Öğrenmenin çevrenin de getirdikleriyle taklit ve model alarak oluştuğuna inanmıştır ve bunu açıklamaya çalışmıştır. Acaba bu bir nebze açıklayabiliyor mu babalarımızın neden hep bir adım dışarıda kaldığını? Evet belki bir nebze. Peki biz böyle gördük diye bu düzen böyle mi devam edecek? Babalar hep evi geçindirecek, anneler mi büyütecek çocukları? Peki çocuğun babaya olan özlemi ne olacak? Yoksa çocuktur unutur ya da çocuktur özler 2 dakika sonra geçer mi diyeceğiz? Tabi ki hayır!
Araştırmalar göstermiş ki, babalarıyla oyun oynayan, etkileşime giren, kaliteli vakit geçiren çocukların problem çözme beceri daha gelişmiş, daha analitik düşünebilmiş, girdikleri ortama psiko sosyal olarak daha rahat uyum sağlayabilmişler ve en önemlisi kendilerine daha güvenen çocuklar olmuşlar.
Şimdi bütün bunları okuduktan sonra nasıl diyebiliriz ki baba sadece evi geçindirsin, çocuğa bir adım geriden baksın? Bana kalırsa imkansız. Hem bu çocuk iki bireyden meydana gelmişken tek bir bireye sorumluluğunu vermek ne kadar doğru? O sizin çocuğunuz dünyaya gelme sebeplerinden biri sizsiniz. Onu yetiştirecek topluma kazandıracak diğer bireyde sizsiniz haliyle. Peki ama nasıl?
Babalardan genellikle duyduğumuz cümle şu oluyor “ hocam işten çok yorgun geliyorum, yemek yiyorum dinlenmeye çalışıyorum, bir de bakmışım ki zaten yatma saati gelmiş, ee ben nasıl oyun oynayayım çocuğumla?” Tabi ki yorgun olabilirler buna kimsenin bir itirazı yok ancak kaliteli vakit dediğimiz şey sadece yapılandırılmış oyun oynamak değil ki. Örneğin işten geldiğiniz, minik bir kucaklama partisi kim daha çok öpecek yarışı ile akşama başlayabilirsiniz. Daha sonra yemek faslına geçtiysek yemek yerken onların zaten hayal güçleri çok kuvvetli, yemekleri değişik şekillere benzetsek (tıpkı bulutlar gibi) örneğin “bu ıspanak tıpkı bir file benziyor kocaman hortumu olan yemyeşil bir file sence bu fil nerede yaşıyor, neler yiyor” gibi sohbet etmeye başlasak ve en sonunda “fil mideni keşfetmek için merakla bekliyormuş” desek, çocukla sohbet etsek bile yeterli emin olun. Bu şekilde hem sizin sofralar şenlenir, hem de çocuğun kalbi. Bakın şu an sadece kaliteli vakte iki örnek verdim. Ve bence çok yorucu örnekler değil. Emin olun dinlenirken onu da dahil edebilirsiniz ortamınıza. Ve çocuğunuzun minik kalbine de dahil olabilirsiniz. Ve emin olun onun için çok kıymetli anılar yaratabilir, Bandura’nın geliştirdiği sosyal öğrenmelerimizi bu şekilde değiştirmiş oluruz. Çocuğunuz eğer erkekse ve sizinle kaliteli vakit geçiriyorsa emin olun bu çarkın seyrini değiştirecek baba ve çocuk etkileşimini arttıracak bireylerden biri o. Çünkü o babasıyla kaliteli vakit geçirdi ve heybesine güzel anılar ekledi.
Sevgili babalar lütfen toplumun alışıla gelmiş algısını birlikte bozalım, emin olun çocuğunuzun en az annesi kadar size de ihtiyacı var. Çünkü çocuklar babalarıyla da oyun oynamak istiyor. Çünkü erkek adam da çocuğuyla oynar.
Çocuklarla çocuk kalın!
Çocuk Gelişimci
Bedriye ÇELİK
Daha fazla bilgi için sitemizdeki videolarımızı izleyebilirsiniz.
İnstagram hesabımızdan güncel paylaşımlarımızı takip edebilirsiniz.
Güncel makalelerimizi okumak için blog sayfamızı ziyaret edebilirsiniz.